
Prof. Dr. Eda Kepenekli yaptığı açıklamada, okulların açılmasıyla birlikte grip vakalarında artış yaşandığını, çocukların derslik, otobüs, kantin, oyun alanı gibi kapalı ortamlarda uzun süre kalmasının virüsün hızla yayılmasına neden olabileceğini ve bu dönemde grip aşısının çocuklar ve aileler için önemli olduğunu söyledi. Acıbadem Altunizade Hastanesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Eda Kepenekli, grip aşısının sadece bireysel değil toplumsal koruma da sağlayabileceğini belirterek, şöyle devam etti: “Çocuklar kaptıkları virüsü okula getirerek büyüklerine, belki de kronik hastalığı olan kardeşlerine, yaşlılara ve diğer risk altındaki kişilere bulaştırabilirler. Grip aşısı hastalığın bulaşma riskini azaltırken zatürre, kalp kası iltihabı gibi ciddi komplikasyonları da önleyebilir. Dolayısıyla hem çocukların okula devamsızlığı hem de çocukların okula devamsızlığı ve Toplumdaki hastalık yükü önemli ölçüde azaldı.”
Çocukların okul, kreş, oyun alanı gibi kalabalık ortamlarda uzun süre bir arada kalmaları, sık temas etmeleri ve hijyen kurallarına uymamaları, virüsün hızla yayılmasına zemin hazırladığını hatırlatan Kepenekli, şöyle konuştu: “Aşı, bireyleri enfeksiyondan doğrudan korumanın yanı sıra, toplum genelinde yeterli aşılama oranına ulaşıldığında virüsün dolaşmasını zorlaştıran bir 'koruyucu kalkan' oluşturuyor. Bu etki, sadece aşılananları değil, aşı olan kişileri de koruyan sürü bağışıklığı mekanizmasını harekete geçiriyor. Sağlık durumları nedeniyle aşı yapılamıyor.” dedi.
Grip aşısının bu bulaşma zincirini kırarak hem çocukların hem de çevrelerindeki yetişkinlerin korunmasına önemli katkı sağladığını vurguladı.
Grip aşısının sadece öğrenciler için değil, öğretmenler, okul çalışanları ve çocuklarla aynı evde yaşayan tüm aile bireyleri için de büyük önem taşıdığını vurgulayan Kepenekli, şöyle konuştu: “Okul, sadece öğrencilerin değil, öğretmenlerin, yöneticilerin, temizlik personelinin ve servis personelinin de sürekli etkileşim içinde olduğu dinamik bir ekosistemdir. Bu zincirin herhangi bir halkasında yer alan virüsün bulaşması, kısa sürede tüm okula ve ev ortamına yayılabilir. Bu nedenle okul toplumundaki tüm bireylerin aşılanmasını sadece sağlıklarını korumakla kalmaz, aynı zamanda da aşılar yapar.” tüm toplumda bağışıklığı güçlendiriyor, yani virüsün dolaşımını zorlaştırıyor. Bu sayede grip enfeksiyonu açısından yüksek risk grubuna giren bebekler, yaşlılar ve kronik hastalığı olan kişiler bile dolaylı olarak korunuyor.” dedi.
Türkiye'de grip aşısı için en uygun dönemin ekim ve kasım ayları olduğunu vurgulayan Kepenekli, aşı zamanlamasının da önemine dikkat çekti. “Grip mevsimi genellikle sonbaharda başlıyor ve mart, hatta nisan ayına kadar devam ediyor. Bu nedenle 'çok geç' diye düşünerek aşıdan vazgeçmemelisiniz. Mevsim ilerlese bile aşı yaptırmak yine de hastalığın şiddetini azaltmak ve sizi komplikasyonlardan korumak açısından faydalıdır.” dedi.
Kepenekli, çocuklarda aşılamanın 6 aydan itibaren yapılabileceğini belirterek, şu bilgileri paylaştı: “İlk kez aşılanan 6-8 ay arası çocuklarda bağışıklığın tam olarak gelişmesi için iki doz yapılması gerekir. 9 yaşından önce veya sonra aşı yapılan çocuklarda ise tek doz yeterlidir.”
“Aşıyı her yıl yenilemek de çok önemli çünkü grip virüsleri her mevsim yapısal değişiklikler gösteriyor.”
Kepenekli, bireysel ve çevre koruma önlemlerinin de hastalığın yayılımını önemli ölçüde azalttığını söyledi. “Grip sadece insanları değil, okul, iş yeri, ev gibi kamusal alanları da etkileyebilen bir enfeksiyondur. Bu nedenle aşının yanı sıra basit ama etkili hijyen alışkanlıklarının günlük hayata kazandırılması çok önemli” dedi.
Kepenekli, korunmada dikkat edilmesi gereken noktaları şöyle sıraladı: “Ellerin düzenli olarak sabun ve suyla yıkanması, sınıfların ve kapalı mekanların sık sık havalandırılması, öksürürken ve hapşırırken ağız ve burnun tek kullanımlık mendil veya dirsekle kapatılması, oyuncakların, masaların ve ortak kullanılan nesnelerin düzenli olarak temizlenmesi gibi basit uygulamalar virüs bulaşma riskini önemli ölçüde azaltıyor.”
Özellikle küçük çocuklar, yaşlılar, hamileler ve kronik hastalığı olan kişilerin yüksek risk grubuna girdiğini hatırlatan Kepenekli, şöyle konuştu: “Bu kişilerde hastalık daha ağır seyredebilir. Bu nedenle risk grubuna girenlerin kalabalık ortamlarda maske kullanması, belirtiler ortaya çıktığında hemen doktora başvurması ve gerekli önlemleri zamanında alması son derece önemlidir.” dedi.
2024-2025 grip sezonunun önceki yıllara göre orta ve yüksek düzeyde geçtiğini hatırlatan Kepenekli, özellikle çocuklarda hastalık yükünün arttığı ve komplikasyon oranlarının yüksek olduğunu söyledi. Kepenekli, bu durumun en önemli nedenlerini düşük aşılama oranları, devam eden yanlış bilgilendirme, toplumdaki aşı tereddütleri ve salgın sonrası dönemde koruyucu alışkanlıkların azalması olarak gösterdi. “Bu yıl grip sadece okul çağındaki çocuklarda değil, küçük çocuklarda da ciddi solunum yolu enfeksiyonlarına ve hastaneye başvurulara neden oldu. Maalesef çocuk ölümlerinde de artış oldu. Bu tablo sürü bağışıklığının yeterince güçlü olmadığını gösteriyor.” dedi.
Gelecek yıl benzer bir senaryonun yaşanmaması için erken uyarıda bulunan Kepenekli, şunları söyledi: “Aşılama oranları artmazsa, gelecek sezon aynı hatta daha ciddi bir durumla karşılaşma riskimiz yüksek. Ancak etkili bir aşılama programı ve basit koruyucu önlemlerle bu risk önemli ölçüde azaltılabilir. Ailenin her bireyinin gribe karşı aşısını zamanında yaptırması, okullarda hijyen kurallarına uyulması ve kamusal alanlarda önlemlerin alınması hem bireysel korunmayı sağlıyor hem de toplumda virüsün yayılmasının önlenmesine yardımcı oluyor.”
Kepenekli, sözlerini şöyle tamamladı: “Grip hafife alınmaması gereken bir hastalıktır, her yıl kendini yenileyerek hızla yayılır. Aşılama kendimizi ve çevremizi korumanın basit ve etkili yollarından biridir.” diyerek sözlerini tamamladı.