İki haftayı aşkın süredir Gazze Şeridi’nin kuzeyini, özellikle de Cibaliye mülteci kampını karadan ve havadan yoğun bir şekilde vuran İsrail ordusunun, saldırıların şiddeti daha da arttı.
Gazze’nin kuzeyini yukarıdan ve yerden top mermileriyle bombalamaya devam eden İsrail askerleri, çevreledikleri bölgede hareket eden her şeyi hedef alıyor, giriş ve çıkışları kapatıyor.
İsrail, Gazze’nin kuzeyinde on binlerce Filistinliyi dar bir alana sıkıştırdıktan sonra gıda, su, yakıt ve ilacın girişine izin vermeyerek bölgede “açlık” politikası izliyor.
İsrail yaralıların tahliyesine izin vermiyor
Gazze Sivil Koruma Müdürlüğü Sözcüsü Mahmud Basal, yaptığı açıklamada, İsrail’in Gazze’nin kuzeyindeki saldırıları nedeniyle yaşanan insani felaketin boyutu hakkında bilgi verdi.
İsrail ordusunun bölgede hareket eden her şeyi hedef aldığını vurgulayan Basal, “işgal güçleri kuzeydeki yerleşim yerlerini havaya uçurmaya devam ediyor.”
Basal, Tel Aviv yönetiminin Gazze’nin kuzeyindeki Cibaliya mülteci kampına yönelik “katliam, abluka ve açlık politikası” izlediğini söyledi.
Basal, İsrail ordusunun sivil savunma ekiplerinin yaralıları tahliye etmek için bölgeye girmesine izin vermediğini de söyledi.
İsrail saldırılarında 4 kişi daha hayatını kaybetti
Görgü tanıklarının ifadesine göre İsrail savaş uçakları, Gazze Şeridi’nin kuzeyinde yer alan Gazze Şehri’nin kuzeybatısında, Es-Saftavi bölgesinde, Beyt Lahiya ve Cibaliya mülteci kampına yoğun saldırılar düzenledi.
İsrail ordusuna ait askeri araçların Endonezya’nın Beit Lahiya hastanesi ile Gazze şehrinin kuzeybatısındaki Et-Tevam kavşağı çevresine konuşlandırıldığı, bölgeden aralıklarla silah seslerinin duyulduğu bildirildi.
Saldırılar sonucunda Beyt Lahiya ve Cibaliya mülteci kampındaki bazı binaların havaya uçurulduğu veya yakıldığı kaydedildi.
İsrail güçlerinin Beyt Lahiya’daki Şeyh Zayed Geçidi yakınındaki bir yerleşim alanını da tahrip ettiği iddia edildi.
İsrail ordusunun Gazze şehrinin kuzeybatısındaki Şati mülteci kampına, Sudaniye bölgesine ve şehrin güneydoğusundaki Zeytun ilçesine de ciddi hava saldırıları düzenlediği iddia edildi.
Sağlık kaynakları, İsrail ordusunun Saftavi bölgesinde bazı evlere yönelik topçu saldırısında 2 kişinin öldüğünü, bazı kişilerin de yaralandığını bildirdi.
Gazze kentindeki sivil savunma ekipleri de İsrail ordusunun kentin batı kesimindeki Ahmed Yasin Caddesi’ne düzenlediği topçu saldırısında 2 kişinin hayatını kaybettiğini kaydetti.
Gazze Şeridi’nin orta ve güney kesimlerinde saldırılar devam ediyor
Öte yandan İsrail ordusu, Gazze Şeridi’nin orta kesimindeki Burayj ve Nusayrat mülteci kamplarının kuzey kesimlerine de topçu saldırıları düzenledi.
Saldırılarda herhangi bir can kaybı yaşanmasa da bölgedeki birçok binanın havaya uçtuğu ve şiddetli patlamaların duyulduğu bildirildi.
Görgü tanıklarının ifadesine göre İsrail ordusu, Gazze Şeridi’nin güneyindeki Han Yunus şehrinin doğu kesiminde, özellikle El Abesan el Cedide bölgesi’ne top mermileri ve toplarla yoğun ateş açtı.
İsrail’in Gazze’nin kuzeyindeki Filistinlileri göçe zorlama planı
5 Ekim’de Gazze’nin kuzeyine, özellikle de Cibaliya mülteci kampına yoğun hava saldırısı düzenleyen İsrail ordusu, 6 Ekim’de bu bölgelere kara saldırısı düzenledi.
Bu adımın, daha önce İsrail basınında yer alan ve “generallerin planı” olarak bilinen adımın, Filistinlileri kuzey Gazze’den tahliye etmek ve İsrailliler için bir anlaşma hazırlamak amacıyla atıldığına inanılıyor.
İsrail ordusu sözcüsü Avichay Adraee, 7 Ekim’de sosyal medyada yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Beyt Hanun, Cibaliya ve Beyt Lahiya’daki Filistinlileri uyardı ve boşaltılması gereken bölgelerin haritasını paylaştı.
İlginçtir ki, Adraee’nin paylaştığı ve Filistinlilere Gazze’nin güneyindeki Mevasi bölgesine gitme çağrısında bulunan harita, Filistinlilerin zorunlu göçüne ilişkin eski Genelkurmay Başkanı General Giora Eiland’ın girişimiyle hazırlanan “generallerin planı”na benziyordu. İsrail ordusunun operasyon departmanındaydı ve kendisini hükümete sundu.
“Generallerin Planı” olarak adlandırılan bu plan, Filistinlilerin Gazze Şeridi’nin kuzeyinden sınır dışı edilmesini, ardından bölgenin kuşatılmasını ve gıda, yakıt ve temiz su girişlerinin engellenmesini içeriyor. Bu durumda silahlı direnişçiler “ölüm ya da teslim olma” arasında seçim yapmak zorunda kalıyor ve bölgeyi terk etmeyen ya da terk edemeyen Filistinliler “düşman unsur muamelesi görüyor”.
Geçtiğimiz ay basında öne çıkan plan hakkında İsrail hükümeti herhangi bir açıklama yapmazken, İsrail devlet televizyonu KAN Eylül ayında hükümetin planı gözden geçirdiğini duyurdu.